HERBALİFE ÜRÜNLERİ SİPARİŞ VE DANIŞMANLIK
05061853330
#90GÜNDEDEĞİŞİM PAROLASI İLE YOLA ÇIKTIK,
MERAK EDENLER BUYURSUNLAR EFENDİM.
Pekala, Bu kadar kilo, asosyal bir yaşam, ötekileşmiş ve içe kapanık bir hayat, kucağınızda oturan göbek, nefes alıp verirken zorlanmalar, tıkanmalar, ve en kötüsü hipertansiyon başta olmak üzere sağlık sorunları. Anlayacağınız kilolular gülücük dağıtsa da sağa sola, durum pek iç açıcı olmuyor. İnsanlar rutinlere ve döngülere kolay alışıyor ve mahkum oluyor. Aslında fit olduğu zamanlarına bir dönebilse, yaşadığı bu obez halin hiç de gülümseten bir mod olmadığını hissedecek.
Tamam da bu döngüden çıkmak da o kadar kolay değil. Eee o zaman nasıl olacak bu iş. Çok zor ama imkansız değil. Hadi o zaman ne yapmak gerekiyor ve ben ne yaptım, biraz ondan bahsedelim.
Adım adım gidelim ister misiniz?
Bir önceki blog yazımızı böyle bitirmiştik.
Hikayenin kalan kısmına devam edelim, bakalım kilokontrol yolculuğu nasıl başlamış ve devam etmiş.
İLK ADIM FARKINDALIK
Farkındalık aslında anda kalabilme, anı yaşayabilme, anı fark edebilmektir.
Geçmişte veya gelecekte yaşamak, yaşadığımız anı ıskalamak, birçoğumuzun yaptığı bir hatadır. Okyanus kenarında , bir tepede ormana bakarken gördüğümüzde manzara karşısında mutlu oluruz. Ya da turistik bir gezide tarihi eserleri, abideleri gördğümüzde hayran kalır, zevkle ve keyifle izleriz. Ama bu manzaraya bakarken, ertesi gün olacakları veya geçen hafta olanları düşünürsek, yada tarihi eserlerin hikayesini yaşamak varken, fotoğraf çekme yarışına girersek mutluluk kaybolur. O an yaşanması mümkün gercek keyif ve mutluluk anı kaçırdığımız için sadece belgeleme çabasında kaybolup gider.
Çogu zaman düşüncelerimiz ve duygularımızın esiri oluruz. o döngüye girdiğimizde düşünceler biz istemesek bile dile dolanan şarkılar gibi zihnimize dolanır.
Artık biz düşüncelerimiz olmuşuzdur. Onlar bizi yönetmeye başlar.
Anı kaçırmak tam da bu dur işte; çevremizde ve içimizde olup biteni değil, kafamızda yarattığımız yargılarımızla hareket ederiz.
Beşeri ya da tabii gerçekliklere odaklanmak yerine Her şeyi analiz etme çabasına gireriz, yorumlamaya çalışırız. Gözümüzle değil, beynimizle bakarız.
Bu yoğun anlamlandırma çabası, aslında olan biteni hissetmememize yol açar. yani an dan uzaklaşırız.
Yukarıda sayılanların hepsi, farkında olmamanın bir göstergesidir.
” Bir kişiyi değiştirmek için gerekli olan, onun farkındalığını değiştirmektir.”
İnsan çogu zaman geçmiş ve gelecek arasında yaşar durur. ya geçmişin acıları, üzüntüleri, yaşanmış tüm kötü tecrübelerini sürekli düşünüp, binbir türlü analizini yapar.Tüm bun yaşanmışlıkları aynı acı ve ızdırapla ilk günkü gibi yaşayarak iç dünyasında canlı tutar veya gelecekte başına gelebilecek tüm kötü şeyleri veya hayallerini sürekli kurarak gerçekliklerden uzaklaşır.
Aslında insanın bunu kaldırabilecek kapastesi yoktur. Gelip gelmeyeceği belli olmayan geleceğin kaygıları ve geçip gitmiş tüm sıkıntıların endişe ve açısı insanı yorar ve artık reel dünyadan kopmalar başlar. artık düşüncelerimizin esiri olmuşuzdur.
Düşüncelerimiz ve değer yargılarımız bizi yönetmeye başlayınca kendimizden ve hayattan koparız.
İşte en temel haliyle, farkındalık yaşadığımız anla yada gerçekliklerle, onları kabul ederek ve yargılamadan direkt temas kurma ile ilgilidir.
Farkındalıkta , tüm yaşanmışlıklar, ya da yaşanacaklar, duygu ve düşüncelerden bağımsız olarak kişinin kendisine odaklanması söz konusudur. Tabi ki yargısız ve objektif biçimde.
Bizler duygularımızı, düşünce ve değerlerimizi, deneyimlerimizi tamamen bir kenara atamayız. zaten Farkındalıkta, düşünce ve duygular, reddedilmemekte, yargılanmamakta, bastırılmaya ya da onlardan kaçınılmaya çalışılmamaktadır. Olumlu ya da olumsuz bütün anlık yaşantılar kabullenilmekte ve serbest bırakılmaktadır. |
Farkındalık Nedir?
Farkındalık “Şu anda ne yaşıyorum?” sorusunu yanıtlamak için, kendi düşüncelerini, duygularını ve bedenini gözlemlemek yoluyla elde edilen zihinsel bir durum olarak tarif edilebilir.
Bilinçaltımızın temel işlevlerinin başında bizi korumak gelir. Bizi koruyabilmek için, güvenli alanlarda tutmaya çalışır. Bizi güveli alanlarda tutabilmek için de, zihnimize negatif düşünceler getirir. İşin ilginç tarafı düşündüğümüz şeylere dönüştüğümüzden, hayatı kendimize zindan ederiz.
Bilinçaltına kendimizi teslim ettiğimiz zaman o labirentlerde kayboluyoruz. Bilinç düzeyinde olaylara yaklaşmak farkındalık kazandıracaktır.
Farkındalık bir an durup, butün düşünce ve yargıları kenara koyarak ne yapıyorum, nereye gidiyorum sorularına cavap aramakla başlıyor. bunun içinde kendimizle başbaşa kalıp kendimiz tanımaya çalışmalıyız. Kendi performansımızın ne kadar farkındayız.
Soru 1- Bir günde kaç KM koşabilirsiniz?
Çoğumuz belli bir mesafe koşmuşuzdur, nefes nefese kalmışızdır; ancak sınırlarımızı zorlamadığımız için, ya da ortam şartlarının farklı olmasından dolayı, ortalama5 km koşarım gibi bir cevap gelecektir. Bunu söylerken de kendimize bir üst sınır koyarız. O sınırı geçmeyi değil, yaklaşmayı hedefleriz. Çünkü sınır geçilmemesi gereken bir yerdir.
Soru 2- En fazla kaç KG kaldırabilirsiniz?
Kendi ağırlığımız kadar kaldırabileceğimizi, belki biraz daha fazlasını kaldırabileceğimizi düşünürüz. Yine sınırlar iş başında…
Sanırım şimdi kendini tanımanın ne olduğunu daha kolay anlamışızdır.
İşte düşünceler ve yargılar bizim sınırlarımızı oluşturuyor ve biz düşüncelerimize dönüşüyoruz.
Bu örnekler tabi ki çok uç örnekler, ancak hayatımızın her noktasında kendimize sanal sınırlar koyuyor ve bu kendi koyduğumuz sınırlarla kendimizi kısıtlıyoruz.
Farkındalık oluşmadığı zaman, amaç olmaz, hedef koyamayaız. Hedef olmayıça bedel ve ödül dengesini de kuramayız. böylece aynı yerde döner dururuz. farkındalık bu kısır döngüyü kırar.
kilo problemi ve dolayısıyla sağlık sorunları oluşan kimse bunu farketmediği sürece bir amacı olmayacak, tam aksine bahaneleri olacaktır. kilo vermek isteriz ama spor yapmak istemeyiz, ya da yeteri kadar vaktimiz yoktur.
Çok para kazanmak isteriz ama sabah erken kalkmayı sevmeyiz.
Sınavda başarılı olmak isteriz ama yeteri kadar çalışmayız.
Eksik yada ihtiyacı konusunda farkındalık oluşturmayan insanlar çözüm için her zaman mazeretleri suçlayacaklardır.
İşte dostlar, ben de mutlu mesut ayırt etmeden yeme içmenin haz ve mutluluguna yelken açmışken, başlayan sağlık sorunları bana da dur bir dakika dedirtti. Yaşam mücadelesi içerisinde koştururken, geçmişin deneyimleri, geleceğin planlamaları derken, bugünü yaşamadığımı, hayatı ıskaladığımı farkettim.
Geç olmuştu ama güç olmamalıydı. Çözüm bulmam gerekiyordu.
Hayatın bu detaycılığında boğulurken Herbalife ve Aktif yaşam tarzı ile tanıştım. Artık hayatım değişmeye başlamıştı.
Lütfen takipte kalın, sağlıcakla kalın.
Neler olduğuna bir sonraki yazımızda devam edelim.
herbalife beslenme
herbalife dengeli beslenme
herbalife protein ne kadar
herbalife karbonhidrat
herbalife protein miktarı
herbalife sağlıklı beslenme
herbalife kilokontrol
herbalife sivas ta nerede
sağlıklık beslenme kulubü
sivasta kilokontrol
herbalife beslenme kulubü
herbalife omega 3
nasıl zayıflayabilirim
shake fiyatları
herbalife kahvaltısı
kilokontrol
nasıl kilo verilir
Herbalife aktif yaşam
aktif yaşam
Farkındalık
Abraham Maslow
bilinçaltı
herbalize olmak
aktif yaşam tarzı
zihin temizliği
travma
affetme çalışması